Yurt Dışı Müteahhitlik Ve Teknik Müşavirlik Sektörü
Türk müteahhitlerinin ve teknik müşavirlik firmalarının uluslararası pazardaki sürekli artan rekabet gücü, istihdam ve ekonomik kalkınma ile sektörün ödemeler dengesine önemli katkılar sağlamaktadır. Küresel ekonomik büyüme trendleri, dünya nüfusu ve kentleşme oranına yönelik projeksiyonlar, sürdürülebilir bir gelecek kurgusunda inşaat sektörünün önemini büyük oranda arttırmaktadır.
Yurt dışına açıldığı 1972’den bugüne kadar ciddi büyüme rakamları kaydeden ve itibar kazanan Türk yurtdışı müteahhitlik ve teknik müşavirlik sektörü, özellikle 2003 yılından bu yana iş hacmini giderek artırmaktadır. Yurt dışı müteahhitlik sektörümüz bugüne dek yaklaşık 128 ülkede 430 milyar dolar değerinde proje üstlenmiştir. Ülkemizin yetişmiş insan gücü, teknik birikimi ve teknolojiye adaptasyonu, iş deneyimi ve disiplini, coğrafi konumu, bölge ülkeleri ile siyasi ve kültürel yakınlığı gibi avantajlarının kullanılması ve kamu kuruluşları ile özel sektör arasındaki koordinasyonu ve iş birliği sayesinde pazarda rekabet gücünü arttırmaktadır.
Bu kapsamda yurt dışı müteahhitlik sektörümüzü değerlendirdiğimizde, 2019 yılında, dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik dalgalanmalar ile petrol fiyatlarının düşük seyrine rağmen 19,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılında ise toplam 15,2 milyar dolar değerinde proje üstlenilmiştir. Ortalama proje bedeline baktığımızda ise bu rakamlar 2015 yılında 83 milyon dolardan 2019 yılında 36 milyon dolara kadar gerilemiştir. 2021 yılının ilk yarısında 6,5 milyar dolarlık toplam proje bedeline karşılık ortalama proje bedeli 66 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiştir.
Türk müteahhitleri, özellikle Bağımsız Devletler Topluluğu’nda, daha sonra Orta Doğu ve Afrika’da büyük projelere başarıyla imza atmıştır. Bugüne kadar üstlenilen projelerin bölgesel dağılımına baktığımızda; BDT yüzde 45,7 (195,6 milyar dolar), Ortadoğu yüzde 25,4 (108,8 milyar dolar), Afrika yüzde 17,8 (76 milyar dolar–Sahra altı Afrika yüzde 5, Kuzey Afrika yüzde 12,8), Avrupa yüzde 7,2, Amerika yüzde 1 (3,9 milyar dolar), Asya Pasifik Bölgesi yüzde 3 (12,8 milyar dolar) olarak gerçekleşmiştir.
2020 yılında ise projelerin bölgesel dağılımında 4,5 milyar dolar ile Rusya Federasyonu, 900 milyon dolar ile Cezayir ve 840 milyon dolar ile Kuveyt ilk üç sırayı oluşturmaktadır. 1972 yılından günümüze kadar müteahhitlik firmalarımızca yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında, Rusya Federasyonu yüzde 19,7’lik oranı ile lider konumdadır. Rusya’yı Türkmenistan takip ederken, ilk 10’da yer alan ülkelerin 4’ünün BDT ülkeleri, diğer 6 ülkenin ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri olduğu görülmektedir. Bu veriler Türk Müteahhitlerinin iş yaptığı komşu ve çevre ülkelerde büyük bir itibarının olduğunu göstermektedir. Ancak 2020 yılında üstlenilen işlerde toplam hacimde ilk sıralarda yer alan Türkmenistan, Libya, Irak, Suudi Arabistan gibi ülkelerin yer almaması bu konuda hedef ülkelerde değişiklik olduğunun göstergesidir. 2019 ve 2020 yıllarında en fazla proje üstlenilen ülkeler arasına daha fazla Avrupa ülkesinin girmesi, pazar çeşitliliğinin arttırılması çalışmaları bağlamında önemlidir.
1972 yılından günümüze en çok proje üstlenilen sektörlerin dağılımında ilk 5 sıraya bakıldığında, konut ve rezidans projeleri yüzde 13,7’lik pay ile ilk sırada yer almaktadır. Ardından sırasıyla; karayolu/tünel/köprüler, ticaret merkezleri, enerji santralleri ve havalimanları gelmektedir. 2020 yılında en çok proje üstlenilen sektörlerin dağılımına bakıldığında ise, konut projeleri yüzde 19’luk pay ile ilk sırada yer almaktadır. Ardından sırasıyla karayolu / tünel / köprüler, enerji santralleri, petrokimya tesisi ve havalimanları gelmektedir. Bu durum, 2020 yılında firmalarımızın katma değerli sektörlere yöneldiğini göstermektedir. Ancak; enerji santrali, endüstriyel tesis, petrokimya tesisi ve havalimanı gibi katma değerli, nitelikli mühendislik hizmeti sunulan ve işletmeye yönelik tecrübe birikimi sunan projelerin toplam portföydeki payı halâ yeterli seviyede değildir. Petrokimya & rafineri, demir & çelik, enerji ve kimya sektörüne yönelik; teknolojik ekipman ve makinelerin endüstriyel kurulumu, çelik konstrüksiyon imalat ve montaj işleri, endüstriyel tesislerin elektrik ve elektronik tesisatları, enstrümantasyon ve otomasyonu, ısıtma, havalandırma, klima (HVAC) kurulumu, endüstriyel tesislerin doğal gaz dağıtım sistemlerinin tasarım, imalat ve montajı, x-ray test ve değerlendirmesi ve anahtar teslimi taahhüt işleri konularında uzmanlaşmış ve işletme tecrübesi olan firmaların önümüzdeki dönem pozitif ayrışması beklenmektedir.
Gelişim sadece nicelik olarak değil, nitelik açısından da istenen düzeye gelmelidir. Ortalama proje bedelinde görülen son 17 yıllık dönemdeki artış, müteahhitlerimizin havalimanı, metro, endüstriyel tesisler, doğalgaz-petrol rafinerileri, otoyol ve enerji santralleri gibi büyük ölçekli ve katma değeri daha yüksek projeleri üstlenmelerinden kaynaklanmaktadır.
Teknik müşavirlik sektörümüz ise kümülatif olarak bugüne kadar 124 farklı ülkede 2,6 milyar dolar tutarında 2 bin 200’e yakın proje üstlenmiş bulunmaktadır. Müteahhitlik sektörümüzde olduğu gibi, ülkemiz teknik müşavirlik sektörü de dünya konjonktüründe yaşanan tüm olumsuz gelişmelere ve COVID-19 salgınının yıkıcı etkilerine rağmen 2020’de çok önemli bir performans göstermiş ve 140 milyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır. 2021 yılında sektörün 150 milyon dolarlık büyüklüğü aşmasını beklenmektedir.
Ülkemizdeki enerji, ulaştırma, su, çevre, bina gibi birçok alandaki proje çeşitliliği ve imkânları sayesinde, firmalarımızın master plan, fizibilite, tasarım, ihale dokümanlarının hazırlanması, ihale süreci, inşaat kontrolü ve işletmeye alma hizmetlerinde bilgi birikimi her geçen gün artmaktadır. Buna ilave olarak yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliği modeliyle bu bilgi birikimi, farklı tecrübe alanları oluşturmaktadır. Ülkemizdeki büyük ölçekli projelerden sağladığımız tecrübeler, iş bitirmeler ve referanslar, bizlerin yurt dışındaki ihalelerde, teknik yeterlilik yönünden çoğu zaman Avrupa ve Amerikan mühendislik/müşavirlik firmaları ile rekabette ciddi avantajlar sağlamaktadır.
Sektörün rekabet gücünü koruması için dijital dönüşümün de gerisinde kalmaması, İnşaat 4.0 ve sonrası çalışmalar, sektörün yurt dışında öne çıkan rakibi Çin’e karşı en önemli avantajlardan biri olarak gözükmektedir.